bugün
yenile
    1. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bu aralar baya aklımı kurcalayan konu. 2-3 sene önce ayrıldık. sancılı bir süreçti şu anda istanbulda öğretmen oldu sanırım. nerede oturur neler yapar pek bilmem tüm sosyal medya ortamlarında engelledik birbirimizi. üstüne bir ilişki daha yaşadım kısa sürdü. falan neyse.. ansızın aklıma böyle bir fikir geldi acaba araştırıp adresini yerini işini şöyle 4-5 sayfalık bir mektup yazsam mı bildiğin mektup hani mail mesaj falan değil. içeriği ne olacak bilmiyorum ama ... yardımcı olun bakalım neler çıkacak.
    2. 43
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "bulamazsın, bulamazsın benim gibi seveni. bulamazsın, bulamazsın seni mutlu edeni.” ne kadar güzel söylemiş değil mi zeki müren? tamam kabul, bende seni mutlu edemezdim. fakat en azından üzmemiş olabilirdim. "insanlar karşı cinste neyi sevebilir?" diye saçma sapan sorularla gizli olan sokak aralarından kötü geçen gecelerin için iyi geceler dileği, mutsuz uyandığın sabahlara kucaklarca günaydın mesajları getirmek isterdim. insan karşı cinste gülümsemeyi, mutluluğu veya sonu mutlu sonla biten absürt yeşilçam filmlerindeki bir çok şeyi buna örnek verebilir. hangi aşk mutlu bir sonla bitmiş ki zaten? biten tek şey eto’o.. benim gibi dünya haritasına ilk baktığında türkiye’yi arayan, uluslararası ekonomideki tek bilgisi memleketteki zamlar ve asgari ücret fiyatı olan, hava durumlarını hiç bir zaman takip etmeyen bir adam için aşkı anlamak güç oluyor. zaten benim gibi adamlar bir boku anlamıyor ve hava durumunu takip etse de yağmurlu havada şemsiye açmaz, güneşli havada şapka takmaz insanlar oluyor. yani benim bu bildiklerim dışında konuşmam feminizm yürüyüşüne katılan genel ev sahibi adam kadar saçma ve gereksiz. neyse.. ben yürürken ses çıkaran topuklu ayakkabılarını, ufak bir tebessümde kısılan gözlerini, turkuaz rengine hayran oluşunu, dinlediğin zeki müren’i, müzeyyen senar’ı, üzerine sinen sigara kokusunu, renkli renkli ojelerin ve rujlarını sevdim. kusura bakma, ben pek sevmeyi beceremem. gerçi hiçbir şeyi beceremiyorum. "bir insan sigara kokusunu, topuklu ayakkabı sesini nasıl sevebilir lan ?" diyen insanlardan uzak bir şekilde yazıyorum bunu. üzerine sigara kokusu sinmiş insan, tek taraflı düşünmeyen insandır. bu arada hatırlar mısın bir keresinde sana; "nerede topuklu ayakkabı sesi duysam, hemen dönüp sen misin diye bakıyorum." demiştim. sende buna bayağı bir gülmüştün. inanamayacaksın fakat hala bakıyorum. çünkü dediğim gibi. ben sevmeyi pek beceremiyorum. gerçi ben hiçbir şeyi beceremiyorum. o yüzden insan seni rüyalarına, odasının bir köşesine, bir sigara dumanına saklamak istiyor. yoksa hemen çekip gidiyorsun. ve o kadar eminim ki bunu kuzey yarım kürede senden iyi yapacak insan yoktur ve senin böyle çekip gitmen rakip taraftarları "gooool.." diye bağırmaktan alıkoyamıyor. karşı takımı sevindirme, bütün kuzey yarım küreyi bana düşman etme. yine de sen bilirsin. eğer gitmek istersen, sen lütfen yorulma söyle ben giderim. ve not.. "öpmek isterdim gülünce yanında gamze oluşan kırmızı dudaklarından.."
      1sen muhteşem bir detaysın. - ofsayt osman 20.12.2016 23:27:56 |#2416935
      3müfit abi naptin abi ciğer gitti - valkire 22.12.2016 04:50:58 |#3662466
    3. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sevgili yok amk
    4. -2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      mesaj dururken mektup neymiş aq
    5. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yazdım yazdım sildim be sözlük. 1 sayfalık şeyi tek tuşa basarak sildim az önce. hala beceremiyorum söylemek istediklerimi söylemeyi..
    6. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sana bişey yazmak istesem sms atardım. bonservisini eline vermekte çok haklı olduğumu bir ay dolmadan anladım ve sana karşı öfkelendim biraz. benden sonra beraber olduğun çocuğa da allah sabır versin diyebiliyorum sadece. hain karı seni. yalancı hain.
    7. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hangisine?
    8. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      cok ozledim be guzelim.
    9. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      merhaba, sittir git. iyi günler.
    10. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      evlerimizin arası 100 metre, fakültelerimizin arası 20 metre, çalıştığımız yerlerin arası 30 metre, memleketiyle memleketim arası 100 km, ortak arkadaşlarımızla aramız aynı ölçü de , zevklerimiz ve karakterlerimiz arası yok bile ama sen bana dünyalar kadar uzaksın be gülüşünü sevdiğim seni çok özledim.
    11. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      tesekkur ederim bana verdigin sevgisizlikle sevginin ne demek oldugunu ogrettigin icin. tahtini kimse sallayamaz sandim, biri geldi senden eser birakmadi. sevginin ne demek olduğunu sevgisizlikle değil sevgiyle, şefkatle ogretti bana. sen olmasaydin onun kiymetini bilemezdim.
    12. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ne kadar muhteşem bir detay.
    13. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      her yerden kendimizi engelletip mektup yazmak süpermiş ya
    14. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      keşke olsaydın.
    15. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      senin yalan sevgin bana agır geliyo yalanda olsa sevme beni
    16. 14
      +
      -entiri.verilen_downvote
      şimdi bu entryi okuyanları yıllar öncesine 12-13 yaşındaki bir ergenin psikolojisine götürmek istiyorum. hala ara ara okuduğum, kahkahayı bastığım ama için için de orta okuldaki psikolojimi hatırlayıp duygusallaştığım bir mektubu buraya aktarıyorum. okurken ortaokuldaki aşırı duygusal bir ergen mektubu olduğunu lütfen göze alın, yoksa bir zamanların aşık ergenini çok üzersiniz haberiniz olsun. :) ara ara bahsederim. orta okulda bir kız arkadaşım vardı çok saf duygularla severdim diye beni terk etmişti. neyse bir kaç yıl önce eski kitapların arasından bu mektubu buldum. işin komiği ben bu mektubu ne zaman ve nasıl yazdığımı hatırlıyorum. 1 hafta kendime gelememiştim o zamanlar ve bu mektubu asla ona vermek için değil kendime yazmıştım iyi hatırlıyorum. bu arada hatırlatma ben bu kızla sonradan lisedeyken de az çok görüşmüştüm aslında neyse mektuba geçiyorum. çocukluğumu anlayınız lütfen. ahhahah --- spoiler --- ben sadece seninle olmak istedim bir yalnızlık türküsü düştü gönlüme. yalnız olmak istedim. kendim olmak, kendimi dinlemek istedim. yalnızlığı tatmak, doruklarında gezinmek, iliklerime kadar hissetmek istedim yalnızlığı. sensizliği… evet aslında ben seni hissetmek, seni yaşamak, zihnimin tüm duvarlarında seninle olmak istedim. o kadar uzaktın ki bana yetişemediğim, uzanamadığım. bir o kadar da benleydin en derinlerimde ve en gömülmüşcesine. o kadar derinimdeydin ki öylesine, ancak yalnızlığımda alabiliyordum o saf, temiz ve berrak kokunu. ancak yalnızlıkla geliyordu teninin sıcaklığı. belki de teninin sıcaklığı diye hissettiğim sıcaklık, sensizlik ateşinin yüreğime düşmesiyle birlikte verdiği yangının sıcaklığıydı bilmiyorum. göğüs kafesim bana yetmiyor artık. kemiklerim sızlıyor. yangın yerinden kaçarken geride kalmış bir abdal gibi acı çekiyor seni özlüyorum. özlemek yetmiyor, seni arıyor, seni bekliyorum tüm ümidimle. ancak her geçen gün biraz daha azalıyor ümidim, biraz daha tükeniyorum. artık eminim senle yaşlanamayacağım. artık eminim seni senden beklemeyeceğim. ben sensizliğimi kendime saklayacağım. sen bana o kadar uzakken en derinimdeki sana ulaşmak için ben yine yalnız kalmayı deneyeceğim. yalnız kalarak içimdeki senle yaşlanmayı, içimdeki senle yaşamayı deneyeceğim. dedim ya, bu akşam bir yalnızlık türküsü düştü gönlüme. yalnız olmak, yalnızlığı yani seni tatmak, doruklarında gezinmek, iliklerime kadar hissetmek seni… sensizken bile seninle olmayı. --- spoiler --- bu mektubu yazan psikolojideki çocuk 12-13 yaşlarındaydı. nasıl yıkılmışım görüyor musunuz asdhahsdasd sonra kızlara neden güvenmiyormuşum. gayet açık değil mi? jhaskdjadşad
      1o yaştaki bir çocuk için mükemmel betimlemeler (: - isengard tekelcisi 29.12.2016 06:44:55 |#2934211
      1o yaştaki bir çocuk için mükemmel betimlemeler (: - isengard tekelcisi 29.12.2016 06:44:56 |#2934274
      0sen bi de hissettirdiklerini düşün ey aşk sen nelere kadirsin :) hgsjgasd - devriksekiz 29.12.2016 06:48:38 |#2934455
      butun yorumlari goster (12)
    17. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      benim yerime koyduklarinin birgun sana koymasi dilegiyle yazmistim mahkemeye verdi pismanmiyim tabiki hayir kudursun orospu
    18. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      niye sevmedin lan beni
    19. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      http://catikatindakikiz.blogspot.com.tr/2016/12/tek-tabanca-iki-kursun.html sizi şöyle alalım Sevgilim, yalnızlığımızın izin verdiği zamana kadar beraberiz. Ne kadar denesem de söz geçiremiyorum sanırdım. İnsan sevgiye aç olduğu kadar yalnızlığa da aç olabiliyor. Ruhum uzun zamandır yalnız, ruhum uzun zamandır seni bekliyor. Biliyorum, sevmeden seviştiğin her bedende acı çektin içten içe ve ben acını dindirmeye geldim. Sen ve ben değil, biz olmaya geldim. Hayat insanların beklentilerini karşılamak için çok kısa ama sevmek ve sevilmek için bir ömür verilebilir. Ve bir ömür, sevmek için, sevmeyi öğretmek için birine anca bu kadar değebilir. Kötü seçimler hep en unutulmaz anılar olmuştur. Bu hayatımdaki en doğru seçimlerden biri, bu yüzden sen benim anım değil günümsün. Aşk tuhaf bir şey. Daha önce kendimi hiçbir yere, kimseye, hatta kendime bile ait hissetmezken kendimi ilk defa birine ait hissediyorum. Korkuyorum. Gözlerimden okuyorsun beni. Hissettiklerim beni ölümüne korkutuyor. Bir yanım yapma, kendini çok kaptırıyorsun ya üzülürsen derken bir yanım çoktan kaptırdı kendini ve ben kayboluyorum kokunda. Senden değil, yalnızlığı bırakıp çift kişilik yaşamaktan korkuyorum. Çünkü tam alışmışken tek kişilik hayatıma şimdi sen çıktın. Belki de ilk defa bu kadar hissederek söyledim birine onu sevdiğimi. İlk defa biri bana dokunurken yakmadı, uyuşturdu her yerimi ve ilk defa mutluluk gözyaşlarımı içime akıtmadım. '' Hani küçükken en sevdiğin oyuncağını kaybedersin ya, kahrolursun nasıl kaybederim diye hani çok üzülürsün ya işte o üzüntünün tersini al ve yüzle binle çarp, çarp işte bir şeyle. İşte o kadar mutluyum seninle. Hani küçükken annen sana pamuk şeker alır ya çok mutlu olursun onu böyle yavaş yavaş yersin, tadını ala ala. Öyle seviyorum ben seni.'' Dedin ben mutluluktan ağlarken. Gözyaşlarımı silip şarabımdan bir yudum aldım. Duyduğum en güzel cümleler, duyduğum en güzel sese sahip insanın dudaklarından döküldü. Bana özel kelimeler bana verilmiş en kıymetli şeyler. Birini sevmek çok tuhaf bir şeymiş bunu hatırladım. Uzun zamandır kimseye karşı hiçbir şey hissedemiyordum. Ne beni sevenle olabildim ne de olmak istedim. Uzun zamandır kimseye sarılmadım. kimseyi koklayarak öpmedim. Hiç bu kadar huzurlu hissetmedim. Sanki ölümden döndüm, tekrar yaşamaya, tekrar nefes almaya başladım. Hayata döndüm ve yaşıyorum. Her anı dolu dolu yaşamak ve seninle her yere gitmek istiyorum. Dudaklarının kenarları hep yukarı baksın, gözlerinin içi hep gülsün. Sana verebileceğim en değerli şey zamanım ve ben bir dakikayı bile sensiz geçirmek istemiyorum. Hani yazın dalgalar durulur o kadar şiddetli vurmaz ya karaya, hani kışın ıslak olan kumların çoğu yazın kurur ama kışın kumların hepsi ıslanır ya yeniden, işte sen de böyle hissettiriyorsun. Ben o kumsalın en ucundaki kum tanesiysem sen o kumu ıslatan dalgasın. Kalbime girmeyi, ruhumu kazanmayı nasıl başardın bilmiyorum. Bana nasıl bir şeyler hissettirebildin onu da bilmiyorum ama her ne yaptıysan, iyi ki yapmışsın. Seni seviyorum. (bir kaç gün sonra ayrıldık)
    20. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      gel vefasiz gel vicdansiz cagirmazdim acil olmasa
    21. 46
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bok sevgilim… meğer benim yabancı dile karşı ilgim varmış da ben bilememişim aşkım. dün değil evvelsi gün can sıkıntısıyla evde otururken dünya dillerinde merhaba nasıl söyleniyor ona baktım internetten. hırvatça’da bok merhaba demekmiş. görüldüğü üzere boktan bir dil bence bu hırvatça, neyse. o değil de insan yalnız kalınca çok farklı yeteneklerini fark ediyor biliyor musun? dilimi burnuma değdire biliyorum mesela, sonra kulaklarımı oynatabiliyorum, dilimi dirseğime değdire biliyorum… (yine internette bir yazıda gördüm, insanlar dilini dirseğine değdiremez ve bu yazıyı okuyanlar bunu okuduktan sonra denerler yazmışlar. ben gurur meselesi yaptım. valla imanım gevredi yapıncaya kadar kolum çıkıyordu.) yav internet kurdu oldum resmen. bak şimdi hayatımın anlamı; i̇nsan gözleri açık hapşuramıyormuş, kereviz yerken harcanan kalori, kerevizin içindeki kaloriden daha fazlaymış (ben de diyorum tevekkeli neden sevmiyorum bu sebzeyi), erkeklere yıldırım çarpması olasılığı kadınlara göre 6 kat daha fazlaymış (yeminle yağmurda dışarı çıkmamaya özen gösteriyorum artık )… yani gerekli gereksiz ne varsa okuyorum anasını satayım. genel kültür mü vakit kaybı mı düşünmüyor değilim. bu arada aklıma gelmişken nasılsın? güzelliğin yerinde duruyor mu? ah sende şu güzellik yok mu.. hangi kitapta ele alınan bir konudur? hangi literatüre mensup o güzellik? hangi coğrafyada görülebilir, o coğrafyanın bilet fiyatları nedir? (biliyorsun biz üç kuruşluk adamız. o üç kuruşta ya bizim gibi muhteşem bir ikili olan çay-sigara parası oluyor ya da sigara-çay. benim gibi adamların hayatında her bok sabittir sadece sıralaması değişebilir. örneğin; kalktığında ilk yüzünü yıkarsın sonra gider işersin ya da gider ilk işersin sonra yüzünü yıkarsın. kısacası değişen bir bok yok.(ulan parantez içine parantez açılır mı bilmiyorum da çok uzun oldu.) her neyse.). gittin gideli tuhaf oldum iyice. “bunlar hep senden ötürü a ayşe.” diye absürt bir cümle kurmamaya özen göstermeye çalışıyorum. çünkü senden beklenilen bir usulde “ulan ayşe kim?” diyebilirsin. ah senin şu sol kanattan kalbime doğru top ayağında deparların yok mu.. beni benden almasın da ne yapsın? öne doğru çıkış yapsam ayrı dert yapmasam da ayrı dert. her seferinde topu ağlarımda görmüyor muyum zaten? zaten sen bu yüzden hep üstünlük sağlamış vaziyette değil misin? robben'in maymun ettiği casillas gibi oluyorum karşında. dilim tutuluyor, elim ayağıma dolanıyor, bir o yana bir bu yana şaşkın misali atlıyorum. zaten ben neye elimi uzatsam kuruyor, neyi sevsem yok oluyor keza +7 dediğim maç 0-0 bitiyor. senin yok olman gibi, benim bitmem gibi bir şey işte. sen giderken çok kayıp verdi bu şehir, bu semt. i̇nsanlar yok oldu, yağmurlar yağdı, her yer bana ağladı. kalemler silah oldu, seni yazdım. seni vurdum ! sana yakın olma dileği ile kendimi de her sözcüğün darağacına astım. eğer rızan varsa göz kapaklarına gömülmek isterim. göğüs kafesinde hapis de kalabilirim. i̇çtiğin sigaranın yedinci dumanında, küllü sarı saçlarında saklanırım. belkide kulağına küpe olurum. bir daha kul hakkına girmezsin.
      3gökhan töre de bi zamanlar öyleydi kardeş ama sonra bak ne oldu yerine babel geldi daha verimli babel. törenin esamesi okunmuyor - buz gibi gol amk 21.06.2017 11:45:07 |#3676688
      0i̇ddiaya da başlanmış - imperio 21.06.2017 12:13:01 |#3676698
    22. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      mektup yazacak eski sevgilim yok gg